Bir operasyon yapıldı….
17 Aralık da yapılan operasyon “yolsuzluk ve rüşvet” damgalı skandal 3 bakanı koltugundan etti. Ne kadar bizim ilgimiz yok, biz yapmadık deselerde koltukları elden gitti. Yolsuzluk ve rüşvet Herhangi bir “demokratik” ülkede, herhangi bir siyasi partinin iktidarını sarsar. Lider’i yaralar. Ancak otokratik türlerdeki “tek adam” ya da “tek parti”rejimleri, “yolsuzluk ve rüşvet” skandallarından etkilenmezler. Bu olayın Türkiye’de patlak vermesi, bundan iktidar partisi AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın “sarsılmaması” mümkün değildi. Zararı en az kayıpla atlatmak, kaçınılmazdır. Bu tür olaylarda iktidarın yolsuzluk ve rüşvet soruşturması’nın en önünde yürüyüp soruşturmanın önünü açması gerekir. Tam tersi oldu. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması’na Başbakan’ın ilk tepkisi, bu soruşturmanın önünü kesmeyi amaçladığı apaçık belli bir şekilde. Emniyeti tırpanlamak, yargıyı yürütmeye bağlamak, kalkan genelgeler yayımlamak ve meydanlara çıkıp ‘çok kirli bir operasyon, Türkiye’nin önünü kesiyorlar diyerek ‘cambaza bak’ esprisi ile ABD Büyükelçisi’ni hedefe koymak oldu.
Bakanların istifası
Oysa dün, “yol arkadaşlarım” dedikleri isimlerin istifalarını istedi. Demek ki uçu insan’a ulaşınca yol arkadaşlığı da bir yere kadar deniliyormuş. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler’in istifasından daha vahimi, diğer iki bakanın aksine, oğlu tutuklanmayıp serbest bırakılmış olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın da istifa etmesi ve istifasından önce NTV’ye söyledikleri oldu….
“… Sayın Başbakan’ın istediği bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabii hakkıdır ve yetkisidir. Fakat rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayımlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın onayıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum.”
Türkiye bir daha şok yaşadı. Bir bakanın dilinden dökülen kelimeler…”Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor….” Diyor bir bakan…!
Olan oldu. Bayraktar bombayı patlattı buda başbakan için iyi olmadı. Ardından Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın Radikal’e söylediği gibi: “Bu kadar süre görevinde kalması ve üstelik Emniyet Teşkilatı’nda bunca atama yapması hukuk devleti açısından da siyasi etik açısından da kabul edilebilir bir tutum değildir. Adı geçen öteki bakanların da elbette daha önce istifa etmesi beklenirdi… Bu gecikme sırasında yaşanan tartışmalar hiçbir zaman toplum hafızasından çıkmayacaktır…”
Hiçbir zaman toplum hafızasından çıkmayacağı gibi, artık bundan sonra yaşanacak her olay, Başbakan için çok ama çok sıkıntılı geçecektir.
Tayyip Erdoğan, büyük siyasi yanlışların sonucunda, taraftarlarının dilindeki Yeni Türkiye’yi meydana getiren Devrim’in sonunu getirmiş, ”Devrim” kendi evlatlarını yemeye başlamış ve “Devrim” kendine özgü bir iç savaş’a dönüşmüştür.
Bu olay bazı şeyleride ordaya çıkardı
1.) Türkiye’nin istikrarlı ve temiz görüntüsü çöktü.
2.) AK Parti’nin sanıldığı gibi ak kalmadığı ortaya çıktı.
3.) Gülen Cemaati gibi dev bir cemaat siyasi çatışmanın nesnesi ve muhatabı oldu.
Belirtmek gerekir ki demokratik ülkelerde yolsuzluğun ve rüşvetin, iktidarın en tepelerine tırmanması ve bunun ortaya çıkması halinde, o iktidar, kim olursa olsun, bunun sonuçlarına dayanamaz.
“Tek parti”ya da “tek adam” rejimlerinde ise baskı yoluyla bu “örtbas” edilir.
Cemaat barış elini uzatıyor….
Gülen cemaatinin önemli isimlerinden Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce bugün twitter hesabından bir açıklama yaparak ‘bırakalım yaralar
kabuk bağlasın’ dedi. Ardından Hüseyin Gülerce olarak bir oyum var. AK Parti adayına oy vermeyi düşünüyorum.” diyerek AKP’ye barış elini uzattı.
AKP – Cemaat arasında barış olur mu? Olmaz mı? bilinmez ama bir gerçek var “BİR KISIM’DA OLSA GERÇEKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKTI”.
Bakalım ilerdeki günlerde bizleri türkiye’yi neler bekliyor……?