Türkiye gazetesi yazarı ve Aselsan Cinayetleri ile Jitem’in Kürt Tetikçileri kitaplarının yazarı gazeteci Melik Duvaklı, Suriye-Türkiye sınırına yuvalanan El Kaide örgütü ile ilgili çarpıcı bir analize imza attı. İşte Duvaklı’nın o analizi.
Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin Suriye sınırında El Kaide ile diğer muhalif gruplar arasında yaşanan çatışmalara dair epey haber yer aldı basında. Buna paralel olarak Irak, hükümet güçlerinin Felluce ve Ramadi’de El Kaide’ye karşı verdiği mücadeleye sahne oldu. Bu iki gelişmenin etkisiyle “Türkiye’nin yanı başında bir El Kaide devleti kuruldu” haber ve analizleri işlendi. Benim asıl dikkatimi çeken haber ise geçen hafta salı günü New York Times’ta yayınlandı.
Haberdeki iddiaya göre Amerika Birleşik Devletleri ve İran, El Kaide’ye karşı ortak mücadele kararı almıştı. Haberi okuduğumda Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış’ın 8 Eylül 2013’te eski CIA çalışanı Bruce Riedel ile yaptığı söyleşiyi hatırladım. “Asıl savaş seneye El Kaide’yle” başlıklı röportaj şöyle bitiyordu: “Esad’ın El Kaide’yle savaş başlayıncaya kadar dayanması ihtimali. Düşünün… Bir tarafta Ankara-Tahran-Washington. Sahada da istihbarat desteği ile Esad…” Şimdilik bu ittifak tablosunda bir tek Ankara’nın tutumu net değil. Son dönemde sınırımıza dayanan “El Kaide tehdidinin” bu tabloyu netleştirip netleştirmeyeceğini zaman gösterecek.
El Kaide kökenli Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt Akçakale’nin karşısındaki Tel Abyad’ın kontrolünü tamamen ele geçirince “El Kaide sınırda devlet kurdu” haberleri köpürtüldü. Aslında burası daha önce de büyük ölçüde El Kaide’nin kontrolündeydi. Ve IŞİD geçtiğimiz yaz Tel Abyad’da emirlik ilan etmişti. Ağustos 2013’te Rasulayn’a bayrak diken PYD bu ilçeyi El Kaide’nin elinden almıştı. Kısacası El Kaide’nin sınırdaki varlığı yeni değil. Yeni olan, algının bugün köpürtülmüş olması.
Temmuz 2013’te Suriye’de Esad güçleri ile muhalifler arasında savaşın en şiddetli dönemi yaşanırken Şam’a dolaylı yoldan destek veren Maliki rejiminin kontrolündeki Taci ve Ebu Gureyb hapishanelerinde toplu firarlar yaşandı. Irak’tan kaçan 500 El Kaide militanı Suriye’ye geçti. Irak El Kaidesi olarak bilinen bu gruplar Esad için âdeta can simidi oldu. Esad’ı devirmeye zaten istekli olmayan Batı ülkeleri için de, “Esad giderse El Kaide gelecek” argümanına malzeme sunuldu. El Kaide’nin Irak ve Suriye’de devlet kurma girişimlerinin Suriye’nin geleceğinin konuşulacağı bir hafta sonraki Cenevre-2 toplantısından hemen önceye denk gelmesi tesadüf değil. Maliki rejiminin bir anda El Kaide’ye karşı savaş kararı almış olmasının rastlantı olmayacağı da açık.
Bence işin sırrı eski CIA çalışanı Bruce Riedel’in yukarıda alıntıladığım sözlerinde. El Kaide’ye karşı yeni ittifak denklemiyle Esad iktidarının ömrü ne kadar uzayacak? El Kaide’yle mücadelede Esad rejimini müttefik olarak kurgulama stratejisinin ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. İttifak tablosunda bir tek Türkiye’nin durumu net değil. Onun için de bir yandan Türkiye’nin Suriye’de El Kaide’yi desteklediği iddiaları pompalanırken, diğer taraftan sınırda bir “öcü El Kaide” figürü köpürtülüyor.