‘’Evet, ayet-i Kur’an ’iye, âlem kapısında durup, ribâya “Yasaktır!” der. “Kavga kapısını kapamak için, ribâ kapısını kapayınız!” diyerek, insanlara ferman eder. Şâkirdlerine, “Girmeyiniz!” emreder.’’Bediüzzaman hazretleri
Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti! Ve: ’‘Onlar günahta eşittir!’ buyurdu.”1
Gelinen nokta itibari ile Türkiye Müslümanları son on yılda faize iliklerine kadar bulaştılar.
Peki, bu nasıl oldu?
Savaşların en kötüsü sosyo-ekonomik olsa gerek. Toplumların, sosyolojik yapılarını silahlarla değiştirmek çok zordur. Olsa da geçicidir. Bu nedenledir ki batı, ülkemizin değer yargılarını, sosyolojik anatomisini bozmayı, her zaman diliminde ‘’kökü dışarıda kendisi içeride olan komiteler’’ ve onların güdümündekilerle başarmıştır.
Faiz, Allah’a ve Resulüne savaş açmak demektir. Bu İslam dininde mutlak ve kesindir. Bunun aksini hiçbir Müslüman iddia etmez/edemez. Etmenin ne demek olduğunu da bilir.
İnancın gücünü kırmanın en kolay yolunu keşfetti kâfirler. Dünya sevgisini kalplerine yerleştirmekle, Müslümanların etrafını kuşattılar ve bugün yaşadığımız tablo ortaya çıktı.
Semtimizde, mahallemizde, arkadaş ve yakın çevremizde duysak ki, biri (Allah muhafaza) annesi ile nikâh kıydı ve ensest* bir ilişki içerisinde. Buna tepkimiz ne olurdu?
Birçoğumuz tepki kelimesinin az kalacağı tutumlar sergileriz. Böyle olmasına rağmen, Resul-ü Ekrem efendimizin (a.s.m) bir hadisi bizi bu duruma karşı uyarması ve kendi yaşamıyla da örnek teşkil etmesi, bizlere ders vermemektedir.
Bu hadisi şerif şudur: Abdullah ibn-i Mesud (Radıyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir. Bilin ki, faizin en şiddetlisi Müslüman kişinin ırzıdır!’ buyurdu.”2
Faiz, en hafif şekliyle bizi çok kızdıran pis, tefessüh etmiş fiilin az bir kısmıdır.
Bulaştığımız pislik, boğazımızı çoktan aşmıştır. Müslümanların içinde bulunduğu bu pis durumu kanıksaması ve hayat biçimi olarak kabul etmesi içler acısı bir durum.
Batı emperyalizmi ve Siyonist teröristler yıllardan beri hatta Osmanlı’nın son yüz yılında dahi Müslümanların paralarını bir yere toplamanın hevesini, fırsatını bu son on yıldaki gibi ele geçirememişlerdi. Bunu, Müslümanların güç, makam ve mevki sevgisini kullanarak başardılar.
Bir evim, bir arabam olsun mantığını aramızda revaç buldurup, akabinde parayı elimize verip, elde ettikleri faiz gelirleriyle de Müslüman coğrafyalarını kan gölüne çevirdiler. Lüks arabalar, 5-7 yıldızlı otellerde tatiller vs., cenneti dünyada istemektir.
Faizi her türlü kabullenip, amellerinde enva-i çeşidini yapmaya çalışmak ne yaman çelişki. Laf sırası geldiğinde de faize atıp tutmak laçkalaşmanın da yeni bir çeşidi vesselam.
https://twitter.com/ismailkoca35
1-Müslim 1598/106, Ebu Yağla 1849, İbnu’l-Carud 646, Beyhaki 5/275, Begavi 2054, Ahmed 1/393, 3/304, Tayalisi 343, İbni Hibban Mevarid 1112
2-Hakim 2259, İbni Mace 2274, İbnu’l-Carud 647, Albânî Cami 3539
*’’yakın akrabalar arasında gönüllü ya da gönülsüz cinsel ilişkidir.’’ Vikipedi.