Son operasyon hakkında gazeteciler ne düşünüyor? 2. operasyona 2 farklı bakış açısı

Busra-erdal-533x350

2. Operasyona 2 Farklı Bakış Açısı:

Zaman gazetesi adliye muhabiri Büşra Erdal

 Busra erdal

İstanbul Başsavcılığı’na bağlı olarak görevde olan terörle mücadele kanununun 10. maddesiyle görevli savcılardan Muammer Akkaş’ın yürüttüğü bir soruşturma olduğu ortaya çıktı dün sabah itibariyle. Savcı soruşturma kapsamında ihaleye fesat karıştırma iddiası ile ilgili yaklaşık 30 ismi gözaltına aldırmak konusunda harekete geçti. Tabi ki  bu konuda, savcının talimatını uygulayacak birim İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ydü. Nitekim İstanbul Emniyet Müdürlüğü savcının dün sabahki talimatını yerine getirmedi ve 30 kişi hakkında gözaltı kararını uygulamadı. Bunun üzerine yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli savcıların talimat verdiği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Valilik hakkında soruşturma başlatması gündeme geldi. Ama burada halen daha bu kararlar uygulanmadı. Savcının bütün talepleri yerine getirilmedi. Bugün de yeni gelişme en son olarak bu soruşturmada savcının elinden dosya alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı tarafından yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma gibi çeşitli suçlardan müteşekkil olan dosya alındı.

Başsavcı kanunlara aykırı davranıyor

Bu durumun bugüne kadar herhangi bir örneği yaşanmadı. Yani ceza muhakemesi kanunu gereği polis her zaman savcının emrinde olmak zorundadır ve savcının talimatını yerine getirmek zorundadır. Ama bugün görüyoruz ki polis açıkça kanunlara aykırı olarak savcının talimatını yerine getirmiyor. Onunla da kalmayıp şimdi Başsavcılık’ta savcının kendi dosyasını içinde delilleri topladığı, hakkında yakalama kararı çıkarttığı, gözaltı kararı verdiği; şüphelilerinin ismi geçen dosyası savcının elinden aldı. Bu konuda herhangi bir şekilde Başsavcılığın hiç bir hukuki dayanağı yok. Kanunlara aykırı bir işlem yapılıyor. Savcı da zaten bu durumun kanuna aykırı olduğunu yargıya baskı yapıldığını açıkça belirten bir açıklama yaparak kamuoyuna sesini az da olsa duyurdu. Olay bundan ibaret. Ama burada her hangi bir şekilde işlem yapılmasına izin verilmiyor. Burada açık bir şekilde yargıyı durdurma, yargı işlemez hale getiriliyor. Böyle bir olay var. Yani yapılanların hiç bir şekilde ne ceza muhakemesi kanununda ne de başka bir kanunda yeri yok.

Akşam gazetesi haber müdürü Özkan Tamirak

 özkan tamirak

17 Aralık günü başlatılan soruşturma deyim yerindeyse Türkiye’yi yerle bir etti. Tüm gündemler alt üst oldu İşte gördüğünüz gibi 3 tane bakanla ilgili, bakan çocukları ile ilgili iddialar işte bir Halk bankası Genel Müdürü ile ilgili iddialar var. Tabi sonra tutuklamalar çıktı. Birçok isim serbest kaldı. Şöyle görüyorum olayı; yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ile başlayıp başka bir boyuta giden bir soruşturmaya döndü bu operasyon. Nitekim bunun en güzel örneklerini de dün gördük. Neden; savcı belki de daha büyük bir krize yol açabilecek isimlerin gözaltına alınması için Emniyet’e bir yazı yolladı. Emniyet bu yazıyı “biz bu operasyonu yapamayız” diyerek reddetti sonra savcı İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü hakkında soruşturma başlattı. Türkiye bu olayları ilk defa yaşıyor. Ben artık şuna kesin olarak inandım; çünkü böyle bir operasyon tarzı olamaz, böyle bir işleyiş de olamaz. Ne Başsavcı’nın haberi ne Emniyet Müdürü’nün haberi var. Birileri operasyonu yapıyor, yönlendiriyor ve şunları alın diye talimat yolluyor. Ama bundan hiç kimsenin haberi olmuyor. Dolayısıyla bu operasyonların artık maksatlı istikrarı bozmaya yönelik operasyonlar olarak görmeye başladım.

Yolsuzluk operasyonu terör savcısı niye başlatıyor?

Daha önce birçok operasyon olmuştu; ama savcı – emniyet işbirliği içerisinde bu operasyonları yapmıştı. Emniyet Müdürü’nün Başsavcı’nın bilgisi dâhilinde yapılmıştı. Siz bir dosya hazırlıyorsunuz, dosyanızda Türkiye Cumhuriyeti’nin üç tane bakanının oğlu ve bakanlarla ilgili iddialar var. Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü’ne bilgi vermiyorsunuz, Başsavcı’ya bilgi vermiyorsunuz, yürütüyorsunuz. Devamında da yine aynı şekilde ikinci dalga diye. Bu defa terörle mücadele savcısı yapıyor. Terörle Mücadele Savcısı bir operasyonu başlatabilmesi için silah olması gerekiyor. Ama bu operasyonun neresinde silah buldular, neye dayanarak terörle mücadele savcısı bu operasyonu yapıyor. Ben bunu aklım almıyor. Silahlı bir çete mi söz konusu ve adı geçen isimler Türkiye’nin devrim niteliğindeki en büyük projelerini yapan isimlerin adları geçiyor. Nedir? İşte havalimanı, efendime söyleyeyim üçüncü köprü, Marmaray… Siz şimdi bu isimlere nasıl gidiyorsunuz yani? Evet, bir yolsuzluk varsa tabi ki üstü örtülmesin sonuna kadar gidilsin, canlarına okunsun ama bir de el insaf da diyorum bir taraftan. Çünkü terör savcısı niye bu operasyonu başlatmak istiyor, niye o yürütüyor? Mesela ben bunları hep bir soru işareti olarak görüyorum. Neden kaçakçılık savcıları bir an önce şu operasyonlar olmuyor da terör savcısı bir silahlı suç örgütüne mi sokmak istiyor? Bu soru benim aklıma geliyor. Hep bunu soruyorum kendi kendime. Dolayısı ile benim dünden itibaren görüşmüş olduğum Türkiye’nin bu projelerinin engellenmek istediği ve bunların birilerini rahatsız ettiğine kanaat getirdim ben böyle düşünüyorum.

Kenan Taş‘ın haberi

Top