Yusuf (a.s) kuyuya atan can dedikleri kardeşlerimiydi, Peki; zindana attıran züleyha nın güzlliğimiy di? Neydi Yusuf (a.s) imtihanı? Neydi bizi de bu dünyada kuyuya attıran imtihan? Peki Yusuf için kör olan gözler kadar masumuyuz. Cümlelerime Misafir olan Yusuf (a.s) misali kuyuya atılan bizler, Yusuf desem ses verir mi aciz kalemime?
Ey Yusuf (a.s.) sen ki kardeşlerinle imtihan olurken ,züleyha nın güzelliğinden zindana atılırken,hangi yürek dokuna bildi sana.Rabbimin kalbine koyduğu masumiyetliğin ve hayalığın göstergesi değimlidir ki, arkandan yırtılan gömleğin.. Aslında Yusufu görmeyen gözler,züleyhayı kınaması çok kolay değilmi,Züleyha ki yıldızlarla dost olmuş,Yusuf ismini orda görmüş. Aslında; Ne yırtılan gömlek,ne atılan kuyu nede zindan Yusuf (a.s.) hayasından vazgeçirmemiş.
Yusuf misali kuyulardayım! Çöllerin sessiz rüzgarında, kaybolmaya yüz tutmuş karanlığındayım. Gel Ey Yusuf (a.s) hangi cümlem seni bana getirir ki, hangi güzel söz seni bana misafir kılar ki, Ne yıldıza dost oldum,ne zindanda üşüdüm nede Yakup misali gözlerim kör oldu. Ben ancak; seni sözlerimle misafir edebilirim ey Yusuf (a.s.)
Ey Yakup (a.s) Evlat imtihanı çeken masum yürek! Seccadeye kapanıp ağlayan güzel gözler,sen ne büyük imtihana şahit olmuşsun,Yusuf muydu seni kör eden yoksa, kuyuya yenilen evlatlarınmıy dı? Sen ki imtihanları nın en büyüğünü yaşadın,Evlat özlemiyle sabrınla imtihan edildin Ey Yakup (a.s.) Bizlerde Yakup misali körmü olduk bu dünyada, Ama biz senin kadar masum değiliz, gel Ey Yakup. Köreren gözlerimize senden bir damla yaş ver bizlere.
Yusuf misali kuyulardayım!! Kuyumuydu beni böyle üşüten, yoksa; Bu masum görünümlü dünyamıydı beni kör eden. Hangi yürekte aradım seni bilinmez, her yüreği Yusuf sandık. Yüreğime düşen Yusuf misali üşüyorum, kuyu deği üşüten,sabır değil canımı acıtan,kör olan gözler melhem değil benim göz yaşlarım.
Kuyulardayım sensiz ve yitik, her yürek taşıyamaz bu imtahanı,Ey Yusuf kuyumuydu seni böyle mükemmel kılan,yoksa! Güzelliğinden parmaklarını kesen züleyhalarmıydı, yoksa o masum gözlerin kör olan imtihanımıydı.mısırın hükümdarı olan Yusuf!! Kuyudan çıkarılıp satılan, zindana atılan Yusuf, Sana bahşedilen hayatın en derin imtihanlarına göğüs geren Yusuf!!!!
Ey züleyha!! Adını kalbimize işledik, Aşk diyince kulağımıza sen çınlıyorsun. Senki mısırın ihtişamıyla yürüken, Yusuf diyişini sevdik. Sevginin büyüklüğünü kalbinin en derinliklerinde yaşadın. O Kalp ki artık Yusuf atıyordu,gözler herkesi Yusuf görüyordu. Sevdanın bedelini yaşlanarak verdin. İmtihanlarının en güzelini yaşadın aslında!! Yusufunu bulmuştun, Ey Yusuf (a.s.) Diyişinle mısır sallanıyordu. Taki!! Bu aşk dünyavi olduğunu anlayana denk. Ne güzel sevdaydı Rabbine uluştırdı seni Ey züleyha! Bilki senden yüzyıllar sonra yaşıyoruz. Ne senin gibi züleyhalar kaldı nede Yusuflar.
Yusuf misali kuyulardayız, Yusuf suçsuzdu,kuyu suçsuzdu,zindan suşsuzdu, Ey Yusuf bu dünyada Yusuf misali bizde kuyulardayız!! Dünya suçlu,insnalar suçlu,hayat suçlu. Sitemim sana değil Ey YUSUF!! Ne kuyuya atıldık, ne zindan koyulduk nede Yakup misali gözlerimiz kör oldu. Bizim sadece yüreğimiz buz kesilmişti,ne yüreğimize bir kuyu düştü nede gözlerimize perde indi.
Ey YUSUF!!! Senki yüzyıllar sonra kalemime, yüreğime ve cümlelerime misaifr oldun bende misafirime ikram olarak,YUSUF MiSALİ KUYULARDAYIM DİYİP!!
GEL EY YUSUF!!
NE KUYU
NE ZİNDAN
NEDE KÖR OLAN GÖZLERE İNAT GEL!…